Başarı Dini ve Steve Jobs

Bugün kişisel gelişim ve danışmanlık sektörünün en çok örnek verilen kişilerin başında Steve Jobs gelir. Bildiğimiz gibi kendisi Apple adlı teknoloji firmasının kurucusudur. Ancak bu konu sadece bir başarı hikayesinin çok ötesindedir.

Kuşkusuz başarılı bir kişiden söz ediyoruz. Postmodern dünyada istisnasız hepimizin cebinde Steve Jobs’un icat ettiği telefon ya da onun bir taklidi var. Bu bakımdan başarısını hafife almak kimsenin haddi olmadığı gibi, yaşadığımız zaman dilimi içerisinde dünyanın gidişatını etkileyen en önemli birkaç kişiden biri olduğunu söylemek mümkündür. Ancak bu şahsın başarısının tek başına metalaştırıldığı bir durum var ki bu yazıda esas değinmek istediğim konu da tam olarak budur. Bu cenahtaki Steve Jobs kurgusu, tasarımı daha doğrusu ilahlaştırılması öyle boyutlara ulaşmıştır ki, tıpkı peygamber sünneti gibi bir sistemin yaratıldığını görüyoruz. Hani İncil’de Hz. İsa’nın hayatına dair hikayeler vardır ya, “İsa şunu dedi, bunu yaptı” tarzında. Sonra inançlı bir Hristiyan o anekdotlara bakarak kendi hayatını şekillendirir. Ya da benzeri bir durum olarak İslam’daki Sünnet kavramı vardır, yine Hz. Muhammed’in sözlerine davranışlarına bakarak insanların kendi hayatlarını organize etmesi durumu söz konusudur. İşte bu “başarıcı” çevre, resmen bir Steve Jobs sünneti oluşturmuş. “Bir gün Steve Jobs babasına şunu dedi”, “bir gün Steve Jobs yolda yürürken bir mahlukat-ı böcekle karşılaşır” hikayelerinin bini bir para.

Bu yüceltilen, kutsallaştırılan kişiliğin doğruluğu sorgulanmadığı gibi, başarıya giden yolda kendimizi ona uydurarak, bir anlamda “onun sünnetini takip ederek” bizim de onun gibi başarılı olacağımıza dair bir fikri satan çok sayıda şahsın kitaplar yazdığını, seminerler, konferanslar verdiğini görüyoruz. Hatta sadece bu işin tüccarlarından değil, teknoloji konusunda bir çift söz eden ya da kendisini aydın, toplum ortalamasının üzerinde bilgiye görgüye ve zekaya sahip sayan kesimlerinden gelen insanlar arasında bile ülkenin kalkınması geleceği konusu tartışılırken arada “biz Steve Jobs’lar yetiştiremiyoruz” gibi çok enteresan şikayetlere konu olduğunu görürüz.

Şunu belirtmek gerekir ki, Steve Jobs, büyük ölçüde içinde bulunduğu koşulların bir ürünüdür. Yani, başarısının en temel bileşeni doğru zamanda doğru yerde olmasıdır. Daha sonra başarmanın temel gereksinimlerinden olan çaba, azim, adanmışlık, bir şeyi her şeyden daha fazla isteyebilmek vs. gibi etmenler gelir. Ancak Steve Jobs olmak bir meslek dalı ya da bir davranış biçimi değildir. Bu bakımdan “bizim ülkeden Steve Jobs çıkmıyor” gibi bir ifadenin hiçbir değeri yoktur çünkü Amerika’dan da bir tane daha çıkmıyor. Hatta Steve Jobs doğduğu evin sağındaki ya da solundaki evde doğmuş olsaydı şu an bildiğimiz Steve Jobs da olmayacaktı. Toparlarsak, Steve Jobs’ın başarısı çok özel koşulların ürünüdür ve bu noktada kendi çabası kadar içinde bulunduğu koşulların çok büyük bir payı vardır. Yani Steve Jobs’ın başarısının bir formülü olmadığı gibi, onun yaptıklarını yapmak ya da onun “sünnetini takip etmek” de kimseyi bir yere götürmeyecektir çünkü onlar içinde bulunduğu koşullar için geçerlidir. Tarihin akışkanlığı içinde tek kullanımlıktır, geriye kalan ise esaslardır. Bir de aforizma bırakacak olursak şu olur: “başarıya giden yol tek kullanımlıktır“.

Normalde bir alanda başarı kazanmış bir insanı özel hayatıyla değerlendirmek doğru değildir ama madem Steve Jobs’ın kişisel hayatı bu kadar konu ediliyor ben de görüşlerimi belirtmiş olayım. Ben bu şahsın özel hayatından örnek alınacak bir şey görmüyorum. Hayatının ciddi bir bölümünde uyuşturucu kullanmış, kızına uzun yıllar babalık yapmamış bir adamdan söz ediyoruz. Üstelik, Uzakdoğu safsatalarıyla ağır hastalıkları yenebileceği gibi rasyonalite dışı pratikler de hayatına mal olmuş. O meşhur zekasının zekatıyla dahi bu konularda çok daha iyisini yapabilirdi. Business tarafına bakacak olursak da yine kibirli, bencil ve sürekli kafasının dikine giden; hatta kendi kurduğu şirketten kovulan bir adam görüyoruz. Bütün kişisel özellikleri onun başarılı bir karakter olmasına neden olmuştur o bir gerçek, ama bunları tekrar ederek başarıya ulaşılacağı fikrini doğrulayacak bir emare yoktur çünkü o çok özel koşullar altında işe yaramıştır.

Özetle, her ne kadar, asıl amacı olmasa da, ardında insanlık için çok sayıda faydalı şey bırakmıştır. Ama şunu iyice idrak etmek gerekli: Steve Jobs’ın yaptıklarını yaparak Steve Jobs olamayacaksın. Hatta onun yaptıklarını yaparak ortalama bir başarı dahi elde edemeyeceksin. Bunu yapmanı kim söylüyorsa dinleme, seninle alay ediyor, seni kandırmaya sana bir şey satmaya çalışıyor. Birinin başarısını başkasına pazarlayan düşük dozlu bir dolandırıcılıktan ibaret bir durum bu.

Stece Jobs’tan çıkarılacak ders yok mu? Elbette var. O da şu olsun: kimseye benzemeyin, orijinal olun.

Süleyman Cabir Ataman

Add a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.